Bizim yörelerin güzel bir âdeti vardır. Diyelim ki komşunun canı sıkıldı , aşka geldi , çekti on dörtlüyü saydırıyor. Sen durup bakamazsın, sen de çekeceksin, saydıracaksın. Karşılık vermezsen ayıp olur. Aşağılamak olur. Adam yerine koymamak olur.
Adana/TR?den Necip Köni Ağabeyimiz yazacak da biz böyle averel averel (yeni deyim bu!) bakacak mıyız? Biz de yazacağız bir şeyler!
Rakı muhabbeti konumuz!
Necip Bey?in tüm yazdıklarına katılıyorum. Rakı muhabbetinin iğne deliği inceliklerini yazdı. Benim ilave edeceğim, ancak bir otuzbeşlik daha olur ki o da tadını kaçırır muhabbetin.(Garson, kalsın!)
Rakıya o yörelerde başladım. Önceden şerbetçiotu mamulâtı içerdim. Baktım , bu kadar üzüm kuru kuruya gidiyor, heba oluyor, dedim Ahmet bu çorba da senin de bir bardağın olsun, Rakıya döndüm.
Bunda Tekirdağlı bir arkadaşın günahı çoktur , onu da söyleyeyim. Akşamları çağırırdı , demlenirdik.
Bir gün odasında beraberiz. Bir arkadaşı odaya girdi.
?Kim bu arkadaş Acet??Dedi.
?Hemşerim!?
?Tekirdağ?ın hangi mahallesinde oturuyorsun??Demez mi?
Ben hayatta Tekirdağ?a gitmemişim , nereden bileyim hangi mahalleleri var?
Ters ters baktım arkadaşa. Ne gerek vardı öyle söylemeye şimdi? Aklıma geldi birden.
?Acet?le aynı mahalledeniz.?Dedim.
Adam yemedi ama sesini de çıkarmadı.
Gece ikiye kadar devam ederdi muhabbetimiz. Dört kişi olacaksın muhabbette; azı da zarar , fazlası da. Biri mevzuyu bitirdi mi diğeri alacak sazı! Tadı orada! Öyle körkütük sarhoş olmak olmaz, tadında bırakacaksın.
Bir düğünde sarhoş olmuşumdur. Fena halde ama! Bir yetmişliği içirmişlerdi bana! Mezesi de hıyar turşusuydu. Kaynatanın evini rezil etmiştim! Hala utanırım aklıma geldikçe!
Yalova yollarında da epey ceza ödemişliğim vardır. Sabaha karşı.
Şimdi ben de içemiyorum eskisi gibi. Ne zamandır içmedim. Hani özlemedim de değil!
Bir vesile olsa da içsek! Hangisi daha iyi onu da bilmiyorum inanın!